Daha iyisi için strateji: GEA CEO’su Stefan Klebert ile Misyon 30
GEA’nın Sermaye Piyasaları Günü 2024 etkinliğinin ardından CEO Stefan Klebert, GEA’nın önümüzdeki yıllarda karlı bir büyüme sağlamak adına iddialı hedefleri nasıl belirlediğini gösteren Mission 30 stratejisi hakkında konuşuyor. “Daha iyi bir dünya için mühendislik” amacı doğrultusunda ilerleyen şirketin, sürdürülebilirliği bir ana itici güç olarak nasıl kullanacağı, Yeni Gıda gibi alanlarda nasıl büyüyeceği, dijital çözümleri nasıl kullanacağı ve hizmet kabiliyetlerini nasıl iyileştireceği ile ilgili öngörülerini paylaşıyor.
GEA, Sermaye Piyasaları Günü 2024 etkinliğini kısa bir süre önce tamamladı ve Misyon 30 stratejisini açıkladı. Misyon 30’un ana ögelerini özetleyebilir misiniz?
Stefan Klebert: Misyon 30, sürdürülebilirlik konusundaki önemli zorluklar, jeopolitik değişiklikler ve hızla gelişen ve değişen pazar koşulları ile yüzleşen bir dünyada GEA’nın uzun vadeli başarısını sağlamak için belirlenmiş stratejik planımızdır. Son yıllarda mükemmel bir performans sergiledik ve şimdi de çıtamızı daha da yükseğe çıkarıyoruz. Misyon 30 stratejimiz özünde, karlı büyüme, değer oluşturma ve olumlu bir etki yaratma ile ilgilidir. GEA’nın başarı hikayesinde bir sonraki bölümünü yazmak için sürdürülebilirlik, inovasyon ve dijitalleşmeden faydalanmakla ilgilidir. Cesur hedefler belirledik: 2030 yılı itibariyle, organik gelirimizi yıllık yüzde 5'den fazla arttırmayı, FAVÖK (Faiz Vergi ve Amortisman Öncesi Kar) marjımızı yüzde 17-19’a yükseltmeyi ve KSG’mizi (Kullanılan Sermayenin Getirisi) yüzde 45’in üzerine çıkarmayı hedeflemekteyiz.
Misyon 30 için belirlenen finansal hedefler gerçekten iddialı. GEA’nın bu taahhütleri yerine getireceğine güvenmenizi sağlayan nedir?
Gerçekten de yeni hedeflerimiz iddialı, fakat aynı zamanda gerçekçi. Endüstrimizdeki en iyi şirketler, zaten bu seviyede sonuçlar elde etmekte. Bu sebeple, bu standardı biz de kendimiz için belirledik. Güvenim birden fazla faktöre dayanıyor: Birincisi, güçlü bir geçmiş performansına sahibiz: Çok zor zamanlarda bile, verdiğimiz sözleri istikrarlı bir şekilde yerine getirdik. Aslında, Misyon 26 finansal hedeflerimize 2024 sonuna kadar ulaşacağız, yani planlanandan iki yıl önce. İkincisi, net bir strateji ve yol haritamız var. Misyon 30 sadece hedefler belirlemek değil, aynı zamanda bu hedeflere ulaşmak için ayrıntılı bir plana sahip olmak demektir. Sürdürülebilirlik ve Yeni Gıda’dan dijitalleşme ve hizmete kadar bazı büyüme faktörleri belirledik ve bu alanlarda şu anda ilerleme de kaydediyoruz. Üçüncüsü, dirençli ve büyüyen pazarlarda faaliyet göstermekteyiz. Gıda, içecek ve ilaçlara yönelik taleplere, nüfus artışı ve büyüyen bir orta sınıf gibi uzun vadeli trendler yön vermektedir. Bunlar, büyümemiz için gereken sağlam bir temel oluşturmaktadır. Dördüncüsü, güçlü bir finansal pozisyonumuz var. Sağlam nakit akışı üretme kapasitemiz, hissedarlarımıza olan taahhütlerimizi yerine getirirken büyüme fırsatlarına da yatırım yapma esnekliği sağlamakta.
Sonuncusu ve belki en önemlisi de olağanüstü bir ekibimizin olması. Çalışanlarımızın yetenekleri, özverileri ve yenilikçi ruhları, zorlukların aşma ve fırsatları değerlendirme becerimize muazzam bir güven duymamı sağlıyor.
Sürdürülebilirlik üzerine kurulu ve dijitalleşme, yapay zeka ve inovasyondan güç alan GEA Misyon 30, büyümeyi ve değer artırmayı hedeflemektedir. Bu strateji sayesinde GEA, pozitif bir etki yaratmanın yanı sıra 2030 yılına kadar iddialı finansal hedeflere ulaşmayı amaçlamaktadır. (Görsel: GEA)
Sürdürülebilirlik, GEA’nın yaptığı her işin kalbinde yer alıyor diyebiliriz. GEA’nın müşterilerinin daha sürdürülebilir olmasına nasıl yardım ettiğine dair somut bir örnek verebilir misiniz?
Kesinlikle! Add Better çözümlerimizi ele alalım. Bunlar, selefleri ile karşılaştırıldığında kaynak verimliliği bakımından önemli ve somut iyileştirmeler sağlayan ürünlerdir. Add Better etiketi, bağımsız test ve sertifikalandırma hizmetlerinde küresel bir lider konumunda olan TÜV Rheinland tarafından gerçekleştirilen üçüncü taraf onayı da dahil olmak üzere net kriterleri olan titiz bir süreçten sonra verilmektedir.
Büyük bir süt ürünleri şirketi için süt tozu üretim tesisinin bir parçası olarak kısa bir süre önce faaliyete geçirdiğimiz AddCool çözümümüz buna harika bir örnektir. AddCool, sıvı sütün ince toza dönüştürüldüğü sprey kurutucuya sıcak hava üretmek üzere çeşitli tesis proseslerinden atık enerjiyi etkin şekilde çeken yenilikçi bir yüksek-sıcaklık ısı pompası sistemidir. Bu, sprey kurutucunun fosil yakıt tüketimini ve dolayısıyla sera gazı emisyonlarını yüzde 50 oranında azalttı. Bu bir kazan-kazan durumudur: Sürdürülebilirlik yolculuklarında müşterilerimizin kilit ortağı olarak konumumuzu güçlendirirken, onlar da çevresel ayak izlerini iyileştirip enerji maliyetlerini düşürüyor.
Bitki-bazlı proteinlerin ve kültür etinin popülerliğinin artmasıyla, gıda endüstrisi bir dönüşüm geçiriyor. Bu “Yeni Gıda” alanında GEA kendini nasıl konumlandırıyor?
Yeni Gıda sektöründe muazzam bir potansiyel görmekteyiz ve GEA’yı bu devrimin tam ön saflarına konumlandırıyoruz. Örneğin, Kuzey Carolina'da dünyanın en büyük kültür eti üretim tesisini inşa etmek üzere Believer Meats ile iş ortaklığı yapıyoruz. Bu tesis, yılda 12.000 metrik ton kültür tavuğu üretme kapasitesine sahip olacak, bu da sektörde ezberleri bozan bir gelişme.
Bizi farklı kılan şey kapsamlı yaklaşımımızdır. Müşterilerimizin yeni gıda konseptlerini ölçeklendirmelerine yardım edebilmemizi sağlayacak proses uzmanlığına, teknolojik kapasiteye ve uçtan-uca çözümlere sahibiz. Mühendislik bilgimiz ve özel test merkezlerine yaptığımız yatırımlar sayesinde, hücre kültüründen paketlemeye kadar tüm üretim zinciri boyunca endüstrinin hem yeni girişimlerini hem de mevcut oyuncularını destekleyebilmekteyiz. 2030 itibariyle, aldığımız Yeni Gıda siparişlerinin 400 milyon €’yu aşmasını beklemekteyiz. Bu heyecan verici bir alan ve gıda üretiminin geleceğini şekillendirecek bir lider rol üstlenmeye kararlıyız.
Müşterilerinize değer yaratmada dijitalleşme ve yapay zekandan nasıl yararlanıyorsunuz?
Dijitalleşme ve yapay zeka endüstrimizde bir dönüşüm sağlamakta ve biz de müşterilerimiz için değer yaratmada bu teknolojileri kucaklıyoruz. GEA Bulut platformumuzu kullanarak, ekipmanları birbirine bağlayabiliyor ve izleyebiliyor, verileri toplayabiliyor ve müşterilerimizin üretim performansını optimize eden yapay zeka destekli çözümler geliştirebiliyoruz.
Buna iyi bir örnek, otomatik pilot gibi çalışan GEA OptiPartner ürün ailemizdir. Verimi optimize etmek ve enerji tüketimini minimuma indirmek için, yapay zekayı geniş proses bilgi ve tecrübemiz ile bir araya getiriyor. Sprey kurutma prosesleri için, bu çözüm, enerji tüketimini yüzde 14’e kadar azaltabilmekte ve böylece yıllık 1.440 ton CO2 emisyonu tasarrufu sağlayabilmektedir.
2030 itibariyle, kurulu ve servis verilebilir ekipmanlar tabanımızın yüzde 80’inin bağlı hale gelmesini hedefliyoruz ki bu da 35.000’i aşkın GEA makinesi anlamına geliyor. Bu büyüyen bağlı taban, müşterilerimiz için çözümlerimizi sürekli olarak geliştirmek, ekipmanların kullanılabilirliğini maksimuma çıkarmak, üretkenliği artırmak ve sürdürülebilirliği geliştirmek için veri sağlayacaktır.
Kesinlikle! Add Better çözümlerimizi ele alalım. Bunlar, selefleri ile karşılaştırıldığında kaynak verimliliği bakımından önemli ve somut iyileştirmeler sağlayan ürünlerdir. Add Better etiketi, bağımsız test ve sertifikalandırma hizmetlerinde küresel bir lider konumunda olan TÜV Rheinland tarafından gerçekleştirilen üçüncü taraf onayı da dahil olmak üzere net kriterleri olan titiz bir süreçten sonra verilmektedir.
Büyük bir süt ürünleri şirketi için süt tozu üretim tesisinin bir parçası olarak kısa bir süre önce faaliyete geçirdiğimiz AddCool çözümümüz buna harika bir örnektir. AddCool, sıvı sütün ince toza dönüştürüldüğü sprey kurutucuya sıcak hava üretmek üzere çeşitli tesis proseslerinden atık enerjiyi etkin şekilde çeken yenilikçi bir yüksek-sıcaklık ısı pompası sistemidir. Bu, sprey kurutucunun fosil yakıt tüketimini ve dolayısıyla sera gazı emisyonlarını yüzde 50 oranında azalttı. Bu bir kazan-kazan durumudur: Sürdürülebilirlik yolculuklarında müşterilerimizin kilit ortağı olarak konumumuzu güçlendirirken, onlar da çevresel ayak izlerini iyileştirip enerji maliyetlerini düşürüyor.
Bitki-bazlı proteinlerin ve kültür etinin popülerliğinin artmasıyla, gıda endüstrisi bir dönüşüm geçiriyor. Bu “Yeni Gıda” alanında GEA kendini nasıl konumlandırıyor?
Yeni Gıda sektöründe muazzam bir potansiyel görmekteyiz ve GEA’yı bu devrimin tam ön saflarına konumlandırıyoruz. Örneğin, Kuzey Carolina'da dünyanın en büyük kültür eti üretim tesisini inşa etmek üzere Believer Meats ile iş ortaklığı yapıyoruz. Bu tesis, yılda 12.000 metrik ton kültür tavuğu üretme kapasitesine sahip olacak, bu da sektörde ezberleri bozan bir gelişme.
Bizi farklı kılan şey kapsamlı yaklaşımımızdır. Müşterilerimizin yeni gıda konseptlerini ölçeklendirmelerine yardım edebilmemizi sağlayacak proses uzmanlığına, teknolojik kapasiteye ve uçtan-uca çözümlere sahibiz. Mühendislik bilgimiz ve özel test merkezlerine yaptığımız yatırımlar sayesinde, hücre kültüründen paketlemeye kadar tüm üretim zinciri boyunca endüstrinin hem yeni girişimlerini hem de mevcut oyuncularını destekleyebilmekteyiz. 2030 itibariyle, aldığımız Yeni Gıda siparişlerinin 400 milyon €’yu aşmasını beklemekteyiz. Bu heyecan verici bir alan ve gıda üretiminin geleceğini şekillendirecek bir lider rol üstlenmeye kararlıyız.
Müşterilerinize değer yaratmada dijitalleşme ve yapay zekandan nasıl yararlanıyorsunuz?
Dijitalleşme ve yapay zeka endüstrimizde bir dönüşüm sağlamakta ve biz de müşterilerimiz için değer yaratmada bu teknolojileri kucaklıyoruz. GEA Bulut platformumuzu kullanarak, ekipmanları birbirine bağlayabiliyor ve izleyebiliyor, verileri toplayabiliyor ve müşterilerimizin üretim performansını optimize eden yapay zeka destekli çözümler geliştirebiliyoruz.
Buna iyi bir örnek, otomatik pilot gibi çalışan GEA OptiPartner ürün ailemizdir. Verimi optimize etmek ve enerji tüketimini minimuma indirmek için, yapay zekayı geniş proses bilgi ve tecrübemiz ile bir araya getiriyor. Sprey kurutma prosesleri için, bu çözüm, enerji tüketimini yüzde 14’e kadar azaltabilmekte ve böylece yıllık 1.440 ton CO2 emisyonu tasarrufu sağlayabilmektedir.
2030 itibariyle, kurulu ve servis verilebilir ekipmanlar tabanımızın yüzde 80’inin bağlı hale gelmesini hedefliyoruz ki bu da 35.000’i aşkın GEA makinesi anlamına geliyor. Bu büyüyen bağlı taban, müşterilerimiz için çözümlerimizi sürekli olarak geliştirmek, ekipmanların kullanılabilirliğini maksimuma çıkarmak, üretkenliği artırmak ve sürdürülebilirliği geliştirmek için veri sağlayacaktır.
GEA, 2023’te %41,5 olan sürdürülebilir çözüm satışlarındaki payını 2030’da %60’a çıkaracaktır. (Görsel: GEA)
Bitki-bazlı proteinlerden (burada gösterilen) kültür etine kadar, GEA, gıda üretiminin geleceğini şekillendirmekte, dünyayı daha sürdürülebilir ve etkin bir şekilde beslemek için inovasyonlar geliştirmektedir. (Görsel: GEA)
GEA dijital çözümleri, kullanılabilirliği maksimuma çıkarır, üretkenliği artırır ve sürdürülebilirliği teşvik eder. 2023 itibariyle GEA, yaklaşık 70 milyon Euro olan dijital satışlarını 2030 itibariyle 200 milyon Euro’ya çıkaracaktır. (Görsel: GEA)
GEA, hizmet yoluyla müşteri sadakatini güçlendirmekte ve makinelerinin performansını ve kullanım ömrünü artırmaktadır. Hizmet satışları 2024 yılında yaklaşık 2 milyar Euro’dan 2030 yılında yaklaşık 2.9 milyar Euro’ya yükselecektir. (Görsel: GEA)
GEA, atık su arıtma ve farmasötik endüstrisine yönelik devamlı tabletleme çözümleri de dahil olmak üzere, portföyünde yüksek potansiyele sahip teknolojilere sahiptir. GEA, bu iş alanlarındaki varlığını genişletmektedir. (Görsel: Getty Images)
GEA, müşterilerin değişen ihtiyaçlarını karşılamak ve yeni standartlar belirlemek üzere, bir inovasyon kültürünü teşvik etmekte ve yeni ürünler ve çözümler portföyünü genişletmektedir. (Görsel: GEA)
Hizmet konusunda GEA, müşterileri ile “Performans Ortaklıkları” kurmayı hedeflemektedir. Bu uygulamada ne anlama geliyor ve her iki tarafa nasıl fayda sağlıyor?
Performans Ortaklıkları, müşterilerimizle ilişkilerimizi geliştirmek anlamına geliyor. Sadece makine satmak yerine, müşterilerimizin başarısında stratejik bir ortak oluyoruz. İyileştirilmiş değer teklifimiz, üç temel ayakta ölçülebilir somut sonuçlar sunmaktadır: kullanılabilirlik, üretkenlik ve sürdürülebilirlik - tamamı dijitalleşme ile desteklenmektedir. Bu, maliyetleri düşürmek, sistem hizmet dışı kalma süresini minimuma indirmek ve performansı artırmak isteyen müşterilerde güçlü bir etki yaratıyor. Bu yaklaşımın getirdiği değeri görüyorlar ve faaliyetlerinde gerçek bir fark yaratan hizmetlere yatırım yapmaya hazırlar.
Örneğin, İngiltere’de büyük bir süt ürünleri üreticisi olan bir müşterimiz için uzaktan destek, önleyici bakım, enerji verimliliği denetimleri ve daha fazlasını içeren bir hizmet sözleşmesi hazırladık. Sonuçlar etkileyiciydi: destek çağrılarına 12 dakikanın altında yanıt verme süreleri, ortalama bir saatte sorun çözümü ve yılda 120 ton CO2 azaltımı. Bunun üzerine müşteri, bizim verdiğimiz hizmetler için harcamalarını yüzde 80’den fazla artırdı.
GEA için, bu ortaklıklar müşteri ilişkilerinin daha güçlü olmasını sağlamakta ve sıklıkla yeni iş fırsatlarının önünü açmaktadır. Müşterilerimiz açısından bu, daha gelişmiş performans, daha düşük maliyet ve hedeflerine ulaşmalarına yardım eden sadık bir iş ortakları olduğunu bilmenin verdiği huzur anlamına gelmektedir.
Önümüzdeki yıllarda GEA için nerelerde heyecan verici büyüme fırsatları görüyorsunuz?
Ortalamanın üzerinde büyüme beklediğimiz birkaç belirli alan belirledik. Atık su arıtması buna iyi bir örnek. Küresel nüfus artışı ve şehirleşme ile birlikte, profesyonel atık su arıtmaya olan talep de hızla artmakta. Proses optimizasyonu için dijital çözümler ve yapay zeka kullanılarak geliştirilmiş güçlü bir dekanter santrifüj ve separatör portföyüne sahibiz. Bunlar çamur susuzlaştırma proseslerini optimize etmeye, maliyetleri ve çevresel etkiyi azaltmaya yardımcı olmak için mükemmel uygunluktadır.
Önemli potansiyele sahip diğer bir alan da farmasötik devamlı tabletlemedir. Geleneksel parti bazlı proseslere kıyasla daha hızlı ölçeklendirme, gelişmiş kalite kontrolü ve daha küçük ayak izi sunan bir sistem geliştirdik. Şimdiden yoğun bir ilgi görüyoruz ve GEA için bunun yüksek potansiyelli bir büyüme alanı olmasını bekliyoruz. Bunlar, proses uzmanlığımızın ve teknolojik liderliğimizin bize rekabet avantajı getirdiği iki örnek pazardır.
İnovasyon, GEA’nın DNA’sına kadar işlemiş gibi görünüyor. Organizasyon genelinde sürekli inovasyon kültürünü nasıl destekliyorsunuz?
İnovasyon çalışanlarımızla başlar. Proses teknolojisi, otomasyon ve diğer birçok alanda uzmanlarla yakın temas halinde çalışan çok geniş ve küresel bir mühendisler ekibimiz bulunmakta. Kompleks zorlukları çözme konusunda çok hevesliler. Onları risk almaya, hatalardan ders çıkarmaya, kalıpların dışında düşünmeye ve işleri yoluna koymanın yeni ve daha iyi yollarını aramak için bölümler arasında işbirliği yapmaya teşvik etmekteyiz. GEA genelinde, olağanüstü başarıların kutlandığı yıllık Better World Awards (Daha İyi Bir Dünya Ödülleri) gibi inisiyatiflerle onları destekliyoruz. Ayrıca ekiplerimizin dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda inovasyonu destekleyici becerilere ve bilgiye sahip olmasını sağlamak için eğitim ve gelişime de yatırım yapıyoruz. Ve dünya genelinde faal durumda 40’tan fazla test merkezimiz olduğundan, birlikte çözümler yaratmak için müşterilerle sürekli ve doğrudan işbirliği yapıyoruz. Bu, onların gelişen ve değişen ihtiyaçlarına adapte olabilmemizi sağlıyor.
Sıklıkla “Daha iyi bir dünya için mühendislik” hakkında konuşuyorsunuz. Bu kişisel olarak sizin için ne anlama geliyor ve GEA’nın stratejisi ve günlük faaliyetlerini nasıl şekillendiriyor?
“Daha iyi bir dünya için mühendislik” yaptığımız her şeyde rehberlik sağlıyor. Bu bizim amacımız ve her gün işe gelmemin sebebi. Uzmanlığımızı müşterilerimiz ve gezegenimiz üzerinde pozitif bir etki yaratmak için kullandığımızdan, çalışanlarımız için son derece motive edici oluyor.
Amacımız bizim kuzey yıldızımızdır. Sürdürülebilirliğe daha iyi odaklanmamızı sağlıyor ve bizi müşterilerimizin çevresel ayak izini azaltmalarına yardımcı olacak çözümler geliştirmeye itiyor. Artan küresel nüfusu beslemek için daha sürdürülebilir yöntemler bulmayı amaçlayan Yeni Gıda taahhüdümüzün temelinde de bu yatıyor. Bu da inovasyon yaklaşımımızı etkiliyor; yani sadece bir sonraki karlı ürünü değil, gerçekten fark yaratabilecek çözümler arıyoruz.
Amacımız, bir şirket olarak faaliyetlerimize rehberlik ediyor. 2040 yılı itibariyle sera gazı emisyonlarımızı net sıfıra indirmek gibi iddialı hedeflerle, kendi çevresel etkimizi azaltma kararlılığındayız. Yerel toplumlarımızı desteklemek için aktif şekilde çaba gösteriyoruz. Ve çalışanlarımızın gelişip başarılar elde edebileceği pozitif bir çalışma ortamı yaratmaya odaklıyız.
Böylesine anlamlı bir amacı olan bir şirkete liderlik etmek, şahsen benim için inanılmaz bir ödül. Geleceğimiz ve sağlayabileceğimiz pozitif değişim hakkında beni böylesine heyecanlandıran şey de bu.
Performans Ortaklıkları, müşterilerimizle ilişkilerimizi geliştirmek anlamına geliyor. Sadece makine satmak yerine, müşterilerimizin başarısında stratejik bir ortak oluyoruz. İyileştirilmiş değer teklifimiz, üç temel ayakta ölçülebilir somut sonuçlar sunmaktadır: kullanılabilirlik, üretkenlik ve sürdürülebilirlik - tamamı dijitalleşme ile desteklenmektedir. Bu, maliyetleri düşürmek, sistem hizmet dışı kalma süresini minimuma indirmek ve performansı artırmak isteyen müşterilerde güçlü bir etki yaratıyor. Bu yaklaşımın getirdiği değeri görüyorlar ve faaliyetlerinde gerçek bir fark yaratan hizmetlere yatırım yapmaya hazırlar.
Örneğin, İngiltere’de büyük bir süt ürünleri üreticisi olan bir müşterimiz için uzaktan destek, önleyici bakım, enerji verimliliği denetimleri ve daha fazlasını içeren bir hizmet sözleşmesi hazırladık. Sonuçlar etkileyiciydi: destek çağrılarına 12 dakikanın altında yanıt verme süreleri, ortalama bir saatte sorun çözümü ve yılda 120 ton CO2 azaltımı. Bunun üzerine müşteri, bizim verdiğimiz hizmetler için harcamalarını yüzde 80’den fazla artırdı.
GEA için, bu ortaklıklar müşteri ilişkilerinin daha güçlü olmasını sağlamakta ve sıklıkla yeni iş fırsatlarının önünü açmaktadır. Müşterilerimiz açısından bu, daha gelişmiş performans, daha düşük maliyet ve hedeflerine ulaşmalarına yardım eden sadık bir iş ortakları olduğunu bilmenin verdiği huzur anlamına gelmektedir.
Önümüzdeki yıllarda GEA için nerelerde heyecan verici büyüme fırsatları görüyorsunuz?
Ortalamanın üzerinde büyüme beklediğimiz birkaç belirli alan belirledik. Atık su arıtması buna iyi bir örnek. Küresel nüfus artışı ve şehirleşme ile birlikte, profesyonel atık su arıtmaya olan talep de hızla artmakta. Proses optimizasyonu için dijital çözümler ve yapay zeka kullanılarak geliştirilmiş güçlü bir dekanter santrifüj ve separatör portföyüne sahibiz. Bunlar çamur susuzlaştırma proseslerini optimize etmeye, maliyetleri ve çevresel etkiyi azaltmaya yardımcı olmak için mükemmel uygunluktadır.
Önemli potansiyele sahip diğer bir alan da farmasötik devamlı tabletlemedir. Geleneksel parti bazlı proseslere kıyasla daha hızlı ölçeklendirme, gelişmiş kalite kontrolü ve daha küçük ayak izi sunan bir sistem geliştirdik. Şimdiden yoğun bir ilgi görüyoruz ve GEA için bunun yüksek potansiyelli bir büyüme alanı olmasını bekliyoruz. Bunlar, proses uzmanlığımızın ve teknolojik liderliğimizin bize rekabet avantajı getirdiği iki örnek pazardır.
İnovasyon, GEA’nın DNA’sına kadar işlemiş gibi görünüyor. Organizasyon genelinde sürekli inovasyon kültürünü nasıl destekliyorsunuz?
İnovasyon çalışanlarımızla başlar. Proses teknolojisi, otomasyon ve diğer birçok alanda uzmanlarla yakın temas halinde çalışan çok geniş ve küresel bir mühendisler ekibimiz bulunmakta. Kompleks zorlukları çözme konusunda çok hevesliler. Onları risk almaya, hatalardan ders çıkarmaya, kalıpların dışında düşünmeye ve işleri yoluna koymanın yeni ve daha iyi yollarını aramak için bölümler arasında işbirliği yapmaya teşvik etmekteyiz. GEA genelinde, olağanüstü başarıların kutlandığı yıllık Better World Awards (Daha İyi Bir Dünya Ödülleri) gibi inisiyatiflerle onları destekliyoruz. Ayrıca ekiplerimizin dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda inovasyonu destekleyici becerilere ve bilgiye sahip olmasını sağlamak için eğitim ve gelişime de yatırım yapıyoruz. Ve dünya genelinde faal durumda 40’tan fazla test merkezimiz olduğundan, birlikte çözümler yaratmak için müşterilerle sürekli ve doğrudan işbirliği yapıyoruz. Bu, onların gelişen ve değişen ihtiyaçlarına adapte olabilmemizi sağlıyor.
Sıklıkla “Daha iyi bir dünya için mühendislik” hakkında konuşuyorsunuz. Bu kişisel olarak sizin için ne anlama geliyor ve GEA’nın stratejisi ve günlük faaliyetlerini nasıl şekillendiriyor?
“Daha iyi bir dünya için mühendislik” yaptığımız her şeyde rehberlik sağlıyor. Bu bizim amacımız ve her gün işe gelmemin sebebi. Uzmanlığımızı müşterilerimiz ve gezegenimiz üzerinde pozitif bir etki yaratmak için kullandığımızdan, çalışanlarımız için son derece motive edici oluyor.
Amacımız bizim kuzey yıldızımızdır. Sürdürülebilirliğe daha iyi odaklanmamızı sağlıyor ve bizi müşterilerimizin çevresel ayak izini azaltmalarına yardımcı olacak çözümler geliştirmeye itiyor. Artan küresel nüfusu beslemek için daha sürdürülebilir yöntemler bulmayı amaçlayan Yeni Gıda taahhüdümüzün temelinde de bu yatıyor. Bu da inovasyon yaklaşımımızı etkiliyor; yani sadece bir sonraki karlı ürünü değil, gerçekten fark yaratabilecek çözümler arıyoruz.
Amacımız, bir şirket olarak faaliyetlerimize rehberlik ediyor. 2040 yılı itibariyle sera gazı emisyonlarımızı net sıfıra indirmek gibi iddialı hedeflerle, kendi çevresel etkimizi azaltma kararlılığındayız. Yerel toplumlarımızı desteklemek için aktif şekilde çaba gösteriyoruz. Ve çalışanlarımızın gelişip başarılar elde edebileceği pozitif bir çalışma ortamı yaratmaya odaklıyız.
Böylesine anlamlı bir amacı olan bir şirkete liderlik etmek, şahsen benim için inanılmaz bir ödül. Geleceğimiz ve sağlayabileceğimiz pozitif değişim hakkında beni böylesine heyecanlandıran şey de bu.
Stefan Klebert, GEA Group CEO’su
Stefan Klebert, GEA’ya İcra Kurulu üyesi 2018’de katıldı ve 2019’da Yönetim Kurulu Başkanı oldu. İcra Kurulu üyesi olarak, beş Bölümün tamamından ve Bölgeler & Ülkeler organizasyonlarından sorumlu. Ayrıca, Çalışma İlişkileri Müdürlüğü görevini de yürütüyor. İnsan Kaynaklarının yanı sıra, Sürdürülebilirlik, Dijitalleşme, Grup İletişimleri & Marka ve Kurumsal Hukuk, Uygunluk ve Sigorta konularını da yönetmektedir.
