17 Mar 2023
Dünyada halen yaklaşık her 10 kişiden 3'ü güvenli bir şekilde üretilen içme suyuna erişemiyor, ve 2.4 milyar insan da tuvalet gibi temel hijyen hizmetlerine ulaşamıyor. Dünya çapında her gün yaklaşık 1.000 çocuk, önlenebilir su ve hijyen kaynaklı ishalden ölmektedir1.
Bu global sorun sadece suya erişim meselesi değil, aynı zamanda ihtiyacı karşılamaya yetecek temiz su olmamasıdır. Temiz su tüketilebilir bir kaynaktır. Yakın zamanlı UNESCO raporuna göre hali hazırda 2 milyar insan su kıtlığı ile karşı karşıya olup, yaklaşık 4 milyar insan da yılın en az bir ayında ciddi su sıkıntısı yaşamaktadır2. 2050 yılına kadar dört insandan 1’inin kronik veya tekrar eden temiz su kıtlığından etkilenen bir ülkede yaşaması muhtemeldir1.
Avrupa Birliği Ortak Araştırma Komisyonunun yakın zamanlı bir raporuna göre sınırlı su kaynaklarında rekabet, gelecek yıllarda büyük bir küresel sorun haline gelecek.3. Rapor, su rekabetinin büyük ihtimalle "politik gerilimleri, bölgesel dengesizlikleri ve toplumsal huzursuzluğu'' arttıracağını, ve komşu ülkeler arasında savaşla sonuçlanacağını belirtmektedir. Nil, Ganj-Brahmaputra, Indus, Dicle-Fırat ve Kolorado nehirleri etrafındaki alanlar, en hassas bölgeler olarak işaretlenmiştir.
Hepimiz evlerimizde ve ofislerimizde günlük su tasarrufu yapmak için üzerimize düşeni yapabiliriz, ancak dünya çapındaki tarım, temiz su kullanımının yaklaşık %70'ini oluşturmaktadır. Ayrıca %19'u endüstri tarafından, %12'si de belediyeler tarafından kullanılmakta olup, buna evlerimizde kullandığımız su da dahildir4. Son yıllarda Hindistan, Çin ve Amerika'dan sonra dünyanın en büyük tarımsal su kullanıcısı ve üçüncü en büyük belediye suyu kullanıcısı olmuştur.5
Gezegenimizdeki temiz su üretiminin sınırlı olmasından dolayı atık sularımızı mümkün olduğunca temizlememiz kritik öneme sahiptir. UNESCO tarafından bildirilen rakamlara göre, yüksek gelirli ülkeler ortaya çıkan atık suyun yaklaşık %70'ini arıtmaya devam ederken, düşük gelirli ülkeler ise endüstriyel ve belediye atık sularının yalnızca %8'ini arıtabilmektedirler. Bu rakamlar doğruysa, dünya genelinde atık suların %80'ninden fazlası uygun şekilde arıtılmadan atılıyor demektir6. Bu sular zehirli ağır metalleri, böcek ilaçlarını ve bitki öldürücü kimyasalları, ilaç kalıntılarını ve diğer kirletici maddeleri, ayrıca kanalizasyon suyu ve hayvansal atıkları içeriyor olabilir.
Artan şehirleşme ve nüfusla birlikte şehirlerde ve taşra bölgelerinde atık su ile başa çıkacak alt yapıların olmaması, sorunu daha da arttırmaktadır. Bir çok bölgede, üretilen tüm atık suyu arıtacak kapasite bulunmamaktadır. Örneğin Hindistan'daki büyük şehir ve ilçelerde atık suyun sadece yüzde üçünü arıtacak kapasite olduğu, çalışan kanalizasyon arıtma tesislerinin yaklaşık %40'ının ise arıtılan suyun su yollarına boşaltılması standartlarına uymadığı tahmin edilmektedir7.
Tüm dünyada hükümetler, özellikle daha az gelişmiş bölgelerde olanlar, son yıllarda şehir ve taşra bölgelerinde hem su tedarikinin hem de su arıtmasının iyileştirilmesine yönelik kanunlar yürürlüğe koymuştur. Endonezya'da 2019 yılının başında yürürlüğe koyulan bir merkezi devlet yönetmeliği, yerel hükümetlerin su tedariki de dahil olmak üzere kamu hizmetlerinde minimum hizmet standartlarının karşılanmasını şart koşmaktadır. Endonezya'da su kirliliğinin azalmak yerine arttığını - 2013 yılında su izleme noktalarının %80'inin ağır şekilde kirlendiğini, 2009'dakinden %62 oranında artış gösterdiğini - ve Endonezya nüfusunun sadece %41'inin güvenli içme suyuna erişimi olduğunu, %42'sinin gelişmiş atık tesislerine erişimi olmadığını bildiren Güney Doğu Asya Ulusları Birliği'nin raporu düşünüldüğünde bu, çok büyük görevdir8.
Latin Amerika ve Karayipler, son yıllarda su tedariğinin alt yapı yatırımlarına öncelik vermiştir ancak bölge nüfusunun tahmini %60'ı, halen kanalizasyon sistemine bağlı değil ve atık suyun sadece %40'ı arıtılmaktadır9. Atık suyun toplanması ve arıtılmasına yönelik büyük çalışmalar, gerekli kanalizasyon alt yapısının oluşturulması için yaklaşık 80 milyar dolar, 2010 ile 2030 arasındaki yirmi yıllık atık su arıtımı için de ek bir 33 milyar dolar yatırım gerektirmektedir.9
Bu yatırımlar, iyi bir amaca hizmet etmektedir. Dünya Bankası raporunda da belirtildiği üzere çevreye ve sağlığa olan gözle görülür faydaları bir kenara koyulduğunda, atık suyunun daha iyi şekilde yönetilmesi enerji, biyo katı madde, besin ve ayrıca yeniden kullanılabilir suyun geri kazanımını için gelir kaynakları oluşturmaktadır ki bunların tamamı, atık tesislerinin işletim ve bakım maliyetine yardımcı olabilmektedir.
Ulusların atık suyun kaynak değerini oluşturmalarına ve sermayeleştirmesine yardımcı olmak için Dünya Bankası, CAF ve diğer ortaklarla birlikte atık su arıtımının ve bölgedeki kaynak geri kazanımının planlamasının, yönetiminin ve finansmanının, geliştirilmesine yönelik olarak "Atık su: atıktan kaynağa" girişimini kurmuştur9.
GEA, verimli atık su arıtması sağlamak için devletler ve dünya çapında endüstrilerle çalışmaktadır. GEA'nın enerji-tasarruflu çevre dostu dekanter santrifüjleri, atık suyu etkin ve verimli bir şekilde yoğunlaştırır ve susuzlaştırır, suyu katı maddelerden ayırarak kanalizasyon arıtma tesislerinin çamur hacmini azaltmalarına yardımcı olur, böylece nakliye ve daha sonraki su arıtma işlemlerinin maliyetini düşürür.
Bu ayırma teknolojileri genellikle kanalizasyon artıma prosesinin ilk safhalarında süspansiyondan çökelen çamurun susuzlaştırılmasında kullanılmakla birlikte aynı zamanda içme suyu arıtma tesisleri çıkışında işlenen çamurdan suyun ayrıştırılmasında kullanılır.
Endüstriyel GEA dekanter santrifüjleri, kanalizasyon çamuru hacmini %90'a kadar azaltmaktadır. Mevcut veya yeni kanalizasyon arıtma tesislerine entegre edilen GEA dekanterleri ayrıca mobil, modüler, tak-çalıştır üniteler olarak teslim edilebilmekte ve belediyelerin atık su arıtma tesislerinin yoğun yüklerini azaltmaya yardımcı olmak için kullanılabilmekte veya arazide kullanılmak üzere treylerler üzerinde taşınabilmektedir.
Çamur susuzlaştırmanın çok büyük çevresel etkisi olabilmekte ve ayrıca yerel ve bölgesel toplumlara güvenli, temiz su tedarikinde anahtar rolü oynayabilmektedir. Örneğin Endonezya'nın Banten Vilayetinin Serpong bölgesinde bulunan büyük bir su arıtma tesisinin çamurunu doğrudan nehre boşaltması, nehir alüvyonlaşmasının uzun yıllar doğrudan sebebi olmuş ve nehir yatağında ve çevresinde tekrarlanan taşkınlara yol açmıştır.
Endonezya Hükümetinin Çevre Bakanlığı, bu uygulamanın azaltılması için büyük şehirlerde katı yönetmelikler uygulamaktadır. Nehre boşaltılan katı madde miktarının çok acil şekilde azaltılması ihtiyacının farkına varan ve Serpong bölgesi içme suyu arıtma tesisine sahip olan PT Tirta Kerta Raharja belediyesi ve tesisi işleten PT Traya Tirta Cisadane şirketi, GEA ile arıtma tesisinin çamurlu suyundaki katı maddeleri azaltmak suretiyle nehir alüvyonlaşmasını önemli oranda azaltmaya yardımcı olacak GEA dekanter santrifüj teknolojisini kullanarak bir çamur yönetimi sistemini tasarlamak ve kurmak üzere kontrat imzaladı.
Belediye tesisi, saniyede 3000 litre suyu işlemek üzere tasarlandı ve GEA portföyündeki en geniş kapasiteli dekanter santrifüj sistemlerinden biriyle kuruldu. Endonezya devleti tarafından on sağlanan ve GEA Endonezya tarafından yürütülen proje, iki tanesi devamlı olarak çalışmak ve bir tanesi servis veya tamirler esnasında devreye sokulacak yedek sistem olmak üzere üç dekanter santrifüjünün yapılandırılmasını ve montajını içermekteydi. Yeni devreye alınan bu tesis, 2019 yılı sona ermeden tesisi işletecek olan şirkete devredilecektir.
"Bir Ulusun doğal kaynaklarını böyle bir istek ve kararlılıkla korumaya çalışması çok az görülen bir şey," diyor Dinesh Gehani, GEA APAC Bölgesel Ürün Satış Müdürü. “We started working with PT. Tirta Kerta and PT. "Yaklaşık bir yıl önce PT. Tirta Kerta ve PT. Traya Tirta Cisadane ile en yeni GEA dekanter santrifüjlerini içeren komple bir çamur yönetimi sistemi için anahtar teslim bir çözüm geliştirmek üzere kontrat yaparak çalışmaya başladık. Su arıtma tesisinde çamur yönetim sistemini kullanarak, çevre bölgedeki insanların daha az taşkın yaşamalarını bekliyoruz," diye açıklıyor Dinesh.