Doğal ham maddelerin biyokimyasala dönüşümü çoğunlukla kimyasal reaksiyon yerine fermantasyon veya enzimatik reaksiyon ile gerçekleştirilmektedir.
GEA, aşağıdakiler dahil olmak üzere biyokimyasal üretim zinciri için çeşitli proses teknolojileri sunmaktadır:
İnsanlar, biyo-kütleden kimyasal üretimini, fosil petroller veya kömürlerden üretimden çok daha uzun süredir gerçekleştirmektedir. Asırlardır sitrik asit veya amino asitler gibi çok sayıda yem ve gıda içeriğini, kimyasal sentezi tamamen devre dışı bırakmış olan fermantasyon yoluyla üretmekteyiz. Ayrıca azalan fosil kaynaklarına dair oluşan farkındalık, kimyasal üretimi için yeni ürünlerin ve proseslerin geliştirilmesine neden olmuştur. Sonuç olarak yakıt-etanol ve biyodizel gibi yakıtların biyokütleden üretimi, kurulu bir endüstri haline gelmiştir.
GEA, biyo-endüstriler sektöründe önemli bir deneyime ve bir çok kurulum örneğine sahiptir. Ayrıca modern yakıt ve biyokimyasal üretimi için komple proses tesisleri sunmaktayız.
Biyoplastik veya petrokimyasalların yerine geçecek ürünlerin üretimi gibi yenilikçi biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesine odaklanmış araştırmalarda aktif bir şekilde yer almaktayız.
Örneğin, petrolyum-bazlı oleokimyasallar geleneksel olarak yüzey aktif madde, kişisel bakım, sabun, deterjan ve gıda katkıları gibi uygulamalarda kullanılmaktaydı. Bu, yeni ortaya çıkan teknolojilerin biyo-oleokimyasalların petrolyum-bazlı ürünlerin yerine geçmesini sağlamasıyla birlikte artık değişmektedir. GEA ayrıca modern yakıt ve biyokimyasal üretimi için komple proses tesisleri sunmaktadır.
Endüstriyel biyoteknolojideki en son ilerlemelerin ticari olarak uygulanması için aynı derecede ileri proses teknolojisi yeterliliği ve çözümleri gerekmektedir. Ana zorluklardan biri de, test proseslerinin endüstriyel ölçeğe başarılı bir şekilde yükseltilmesidir. GEA, bu türden gelişmeleri desteklemek için geliştirme merkezleri ve pilot ekipman tedariki yapmaktadır. Tesis tasarımında farklı proses adımlarının birleştirilmesi ve endüstriyel düzeyde güvenilir bir kalite kontrolünün sağlanması gibi zorluklara da cevap verebilmekteyiz.
Yüksek deneyime sahip proses teknolojisi uzmanlarımızın deneyim ve uzmanlıklarının en yeni ekipman ve teknoloji yelpazemiz ile birleşimi, bizleri biyokimyasal üretiminde çalışmaya hazır bir ortak konumuna getirmektedir.
Uygulamalar
Gösterilen 4 / 34
Akışkan yatak teknolojisi, GEA'nın ana teknolojisidir. Gıda ve süt ürünleri, kimyasallar ve farmasötiklerde uygulanmak üzere çok sayıda farklı türlerde Akışkan Yatak üniteleri tedarik etmekteyiz. Tamamı, partiküllerin - tozların, aglomera veya peletlerin - kurutulması ve/veya soğutulması ve ince tozlardan aglomera ve granül yapımı için uygulanmak...
Aseptic valves face exceptionally high demands within UltraClean and Aseptic processes. You can be assured that they all provide highest quality in terms of hygienic design and sustainability.
Rektifikasyon yoluyla makul konsantrasyonların üzerinde ürün saflıklarının gerektiği durumlarda, bu teknolojilerden bir tanesi devreye girer: Moleküler Elek Teknolojisi, Hava Sürükleyicili Distilasyon, ve Hidrofilik Membranlarla Pervaporasyon.
Süspansiyondaki işlenecek olan katı içerik yüksek bir seviyeye ulaşır ulaşmaz dekanter devreye girer. Bu makineler, katıların eş-zamanlı ayrıştırılması ile birlikte sıvıların separasyonunun yanı sıra yüksek arıtma verimi ve maksimum susuzlaştırma sağlarlar. Bu bağlamda ana gereklilikler, yüksek tambur hızı, helezon için güçlü bir tahrik sistemi v...
Bitki odaklı faaliyet gösteren Güney Koreli gıda üreticisi Pulmuone, GEA’nın önüne geleneksel çiğnenebilir soğuk (naengmyeon) erişteye modern bir dokunuş katma zorluğunu getirdiğinde, GEA’nın AR&GE uzmanları bu meydan okumaya hazırdı. Daha önceki yöntemlere göre daha az su ve elektrikle üretilen ve ticari açıdan şu an popüler olan bir ürünün geliştirilmesine yardımcı oldular. Sonuç, aynı zamanda yemeğin geleneksel kökenlerine olduğu kadar Pulmuone’nin sağlık, refah ve sürdürülebilirlik köklerine uygundur.
GEA’nın yenilikçi prosesi, hidro-işlemden geçmiş bitkisel yağ ve sürdürülebilir havacılık yakıtı gibi biyo-yakıtların ön-işleminde bir dönüm noktasını işaret etmektedir. Ağartma işlemini ortadan kaldırmak suretiyle üreticiler, önemli tasarruf potansiyellerinden faydalanmaktadır: %50’nin üstünde daha düşük işletme maliyeti ve %12’ye varan daha az CO2 emisyonu.