Control Top
Safe control and monitoring of overflow valves in breweries, dairies, fruit juice production plants and in the pharmaceutical industry.
The T.VIS® Q-15 is equipped with a valve-specific proximity switch for position detection in the lantern. The necessary wiring for control and feedback is carried out via an externally accessible M12 connector. Thanks to the initial initialization carried out at the factory, the only required adjustments for operation are to be made on the proximity switch. The buttons located inside the T.VIS® can be used for reinitialization after a reset. The push buttons are secured electronically against inadvertent or incorrect operation, while in operating mode. The supply air connection is equipped with a replaceable filter to protect the built-in solenoid valves.
Hassas bir algı sistemine sahip T.VIS® A-15, bir T.VIS® kontrol kafası ile donatılabilen herhangi bir GEA vanası ile otomatik açık/kapalı konumu algılama özelliği sunmaktadır.
The T.VIS E-20 is the perfect control top to be used in explosive gas and dust atmospheres.
GEA T.VIS® M-20 kontrol kafası, çoğu uygulama noktasında ihtiyaç duyulan modern kontrol fonksiyonlarının tamamına ek olarak, otomatik vana devreye alma ve verimli ekipman yönetimi bakımından ek avantajlar sunmaktadır.
T.VIS® P-15, pnömatik proses vanaları için kompakt bir pozisyon ayarlayıcıdır. Konum bir pozisyon sensörü ile tespit edilir ve iki entegre solenoid vanası tarafından ayarlanır.
Bitki odaklı faaliyet gösteren Güney Koreli gıda üreticisi Pulmuone, GEA’nın önüne geleneksel çiğnenebilir soğuk (naengmyeon) erişteye modern bir dokunuş katma zorluğunu getirdiğinde, GEA’nın AR&GE uzmanları bu meydan okumaya hazırdı. Daha önceki yöntemlere göre daha az su ve elektrikle üretilen ve ticari açıdan şu an popüler olan bir ürünün geliştirilmesine yardımcı oldular. Sonuç, aynı zamanda yemeğin geleneksel kökenlerine olduğu kadar Pulmuone’nin sağlık, refah ve sürdürülebilirlik köklerine uygundur.
GEA’nın yenilikçi prosesi, hidro-işlemden geçmiş bitkisel yağ ve sürdürülebilir havacılık yakıtı gibi biyo-yakıtların ön-işleminde bir dönüm noktasını işaret etmektedir. Ağartma işlemini ortadan kaldırmak suretiyle üreticiler, önemli tasarruf potansiyellerinden faydalanmaktadır: %50’nin üstünde daha düşük işletme maliyeti ve %12’ye varan daha az CO2 emisyonu.