INA, LAT & 0 Bağlantısı
Connection 0, INA, LAT
LAT – 2 Yaklaşma Anahtarı için Lantern M12×1
Lantern içinden geri dönüt, tercihen kontrol ve geri dönüt sistemlerinin kullanılamadığı yerlerde kullanılmaktadır (örneğin, manuel aktüatörlü veya iki-pozisyonda-duran (silindir) vanalarda).
0 Bağlantısı
0 Bağlantısı, aktüatör üzerinde bir geri dönüt sensörü istenmiyorsa, geri dönüt sistemine alternatif olarak kullanılabilir. 0 Bağlantısı metrik ve inç olarak mevcuttur.
Yaklaşma Anahtarı Tutucusu M12×1 INA
Yaklaşma anahtarı tutucusu M12×1 (INA), aktüatör üzerinde geri dönüt sensörlerinin kullanılmasını mümkün kılmaktadır. Yaklaşma anahtarı tutucusunun, sensörlerin optimum olarak ayarlanmasını sağlayan hazır M12×1 delikleri vardır. Kontrolörle doğrudan bağlantı, vana pozisyonuna dair geri dönüt sağlar.
The T.VIS E-20 is the perfect control top to be used in explosive gas and dust atmospheres.
Hassas bir algı sistemine sahip T.VIS® A-15, bir T.VIS® kontrol kafası ile donatılabilen herhangi bir GEA vanası ile otomatik açık/kapalı konumu algılama özelliği sunmaktadır.
T.VIS® P-15, pnömatik proses vanaları için kompakt bir pozisyon ayarlayıcıdır. Konum bir pozisyon sensörü ile tespit edilir ve iki entegre solenoid vanası tarafından ayarlanır.
T.VIS® V-1 (DN10'dan DN32'ye)/V-20 (DN40'dan DN100'e), Vesta Steril Vanalar için geliştirilmiş, hassas strok değerli (1.18”’e kadar) geri bildirim sistemi ve opsiyonel entegre solenoid vanalar ile donatılmış bir elektrikli pozisyon belirticidir.
Bitki odaklı faaliyet gösteren Güney Koreli gıda üreticisi Pulmuone, GEA’nın önüne geleneksel çiğnenebilir soğuk (naengmyeon) erişteye modern bir dokunuş katma zorluğunu getirdiğinde, GEA’nın AR&GE uzmanları bu meydan okumaya hazırdı. Daha önceki yöntemlere göre daha az su ve elektrikle üretilen ve ticari açıdan şu an popüler olan bir ürünün geliştirilmesine yardımcı oldular. Sonuç, aynı zamanda yemeğin geleneksel kökenlerine olduğu kadar Pulmuone’nin sağlık, refah ve sürdürülebilirlik köklerine uygundur.
GEA’nın yenilikçi prosesi, hidro-işlemden geçmiş bitkisel yağ ve sürdürülebilir havacılık yakıtı gibi biyo-yakıtların ön-işleminde bir dönüm noktasını işaret etmektedir. Ağartma işlemini ortadan kaldırmak suretiyle üreticiler, önemli tasarruf potansiyellerinden faydalanmaktadır: %50’nin üstünde daha düşük işletme maliyeti ve %12’ye varan daha az CO2 emisyonu.