22 Nisan 2024
Soğuk zincir tesisleri, bozulabilir ürünlerin bozulmasını önleyerek kamu sağlığının korunmasında hayati önemde bir rol oynamaktadır. Ürünün doğru ısılarda tutulamaması, dokusunda bozulmaya, renk değişimine, morarmaya ve mikrobiyal büyümeye neden olabilir. Tesis ne kadar büyük olursa, herhangi bir sapmanın etkisi de o kadar büyük olur. Bununla birlikte, dünya genelindeki bozulabilir ürünlerin yaklaşık üçte birinin yetersiz soğuk depolama veya dağıtım nedeniyle tüketiciye ulaşamadığı tahmin edilmektedir. Bundan daha da önemlisi, dünya nüfusu artmaya devam ettikçe gıda üretiminin de büyük oranlarda artması gerekecektir. Hasat sonrası kayıpları minimum seviyede tutmak hiç bu kadar önemli olmamıştı.
Bununla birlikte, soğuk zincir faaliyetleri için sürdürülebilir uygulamalara yönelik artan bir odaklanma mevcut. Şirketler, karbon emisyonlarını azaltmak ve faaliyetlerinin çevresel etkisini minimuma indirmek için alternatif yakıtların, elektrikli araçların ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı gibi çevre dostu uygulamalara öncelik veriyor.
En yeni soğuk zincir tesisleri, yüksek bölmeli bir tasarım kullanarak bu zorlukların üstesinden geliyor. Ürünleri istiflemek için alanı dikey olarak (bazen 50 metre yüksekliğe ve 100 metre veya daha fazla genişliğe kadar) kullanmak, potansiyel olarak 100.000’den fazla palet barındıran yüksek bölmeli/raflı tesislerle küçük bir ayak iziyle daha fazla depolama kapasitesi sağlar. Yüksek bölmeli/raflı depolama normalde ürünlerin otomatik robotik istiflenmesini içeren otomatik bir depolama ve alma sistemi (AS/RS) kullandığından, depo içerisindeki tek hareket, istifleme vincinin yukarı ve aşağı hareketidir. Sonuç olarak, ortamdaki hava türbülansı minimumda tutularak yapının çevresinde daha doğal bir hava akışı ve böylece daha istikrarlı bir ısı sağlanır.
Tüm emtianın eşit bir ısıda tutulmasını sağlamanın yanı sıra, yüksek bölmeli/raflı otomatik model aynı zamanda enerji faturalarının düşmesine de yardımcı olur. Geleneksel soğuk hava deposu modelinde, yapısal açıklıklardan ve kapı açıklıklarından dış havanın sızması bazen soğutma yükünün yaklaşık %50’sini oluşturabilmektedir. Bu, kompresör gücü gerektirir ve kompresörler çalışırken kondanserlerin de çalışmasını gerektirir. Bir oksijen azaltma sistemine de ihtiyaç duyulur ki bu da daha fazla maliyet demektir.
Yüksek raflara ve sıkı kontrollere sahip bir "soğuk göl" modeli kullanılarak, dışarıdan gelen havanın filtrasyonu ve iç hava türbülansı minimuma indirilir, böylelikle ısıdaki bozulmayı dengelemek için daha pahalı soğutma seviyelerine ihtiyaç duyulmaz. GEA ve birçok soğuk zincir müşterisi, dijitalleştirme ve otomasyonun yanı sıra bu modelin hiç şüphesiz soğuk zincirin geleceği olduğuna inanıyor.
Azalan enerji kullanımı, emisyonlarda da azalma anlamına gelmektedir. GEA, müşterisi olan Magnavale’yi Avrupa’daki en verimli yüksek bölmeli/raflı soğuk hava deposu tesislerinden birinin geliştirilmesinde desteklemekten gurur duyuyor. Lincolnshire, Birleşik Krallık’ta yer alan 47 metre yüksekliğindeki tesis, Birleşik Krallık’taki en uzun yüksek bölmeli/raflı soğuk hava deposu olacak, enerjisini %100 yenilenebilir kaynaklardan sağlayacak ve GEA’nın tamamen amonyak-bazlı soğutma tesisatına sahip olacaktır.
Vinçler, Birleşik Krallık’taki Magnavale’nin Lincolnshire yüksek bölmeli/raflı deponun inşası sırasında malzemeleri yerine kaldırıyor (Fotoğraf: Magnavale)
Müşteri ile birlikte çalışan GEA, yeni tesis için eksi 28 santigrat dereceye ulaşma kapasitesine sahip olacak şekilde tasarlanmış özel bir soğutma çözümü geliştirmiştir, böylelikle balık ve dondurma da dahil olmak üzere geniş bir ürün yelpazesinin depolanmasında kullanılabilir. GEA’nın kurum-içi bilgisayarlı akışkanlar dinamiği (CFD) simülasyonları, soğuk göl ilkesine dayalı hava akışı ve ısı profilini göstermiş ve konvansiyonel soğutma yöntemlerine kıyasla üstün verimini gözler önüne sermiştir.
Magnavale’nin Lincolnshire tesisi gibi yüksek bölmeli/raflı soğuk depo projelerinde yer alan GEA tesisleri, soğuk zincir endüstrisinde yükselişte olan ve heyecan verici bir trendin parçasıdır. Artan nüfusumuzla birlikte, çevrenin korunması, finansal istikrar ve enerji verimliliği hayati önem arz etmektedir. Sadece soğuk depolama ve gıda dağıtımından çok daha fazlasını sunan en yeni soğuk zincir tesislerinden bazıları, daha geniş bir enerji merkezi konseptinin bir parçası olarak soğutmayı ısı geri kazanımı ile birleştiriyor.
GEA’nın entegre soğutma ve ısı pompası makine odalarında, farklı ekipman tipleri yan yana çalışmaktadır.
Birleşik Krallık’ın Derby kentindeki SmartParc SEGRO’da, gıdalar her zamankinden daha hızlı ve daha taze bir şekilde tüketicilere sunuluyor. Gıdaların (ve potansiyel olarak diğer ürünlerin) işlenmesi, paketlenmesi ve lojistiği, büyük nakliye ağlarına kolay erişimi olan uygun bir konumdaki tek bir tesiste sorunsuz bir şekilde bir araya getirilmiştir. Verimi maksimuma çıkaran ve kaynakları paylaşan SmartParc, GEA tarafından kurulmuş ve aynı zamanda şirket mühendisleri tarafından bakımı yapılan merkezi bir ısıtma ve soğutma tesisine sahiptir. Soğutma tesisinden gelen atık ısı, amonyak bazlı bir ısı pompası kullanılarak geri kazanılır ve güçlendirilir. Daha sonra tesis geneline geri dağıtılarak ısıtma sağlar ve elektrik kullanımı ile karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltır.
Dünya giderek artan sayıda ülkenin çevreye zarar verici belirli kimyasal maddelerin kullanımını yasaklamasıyla birlikte, müşteriler için doğal soğutucu akışkan bazlı bir soğutma ve ısı pompası sistemi kurmak, müşterilerin tesislerini önümüzdeki on yıllar boyunca geleceğe hazır hale getirecektir. Amonyak, mevcut en ucuz soğutucu akışkanlardan biri olduğundan ve sentetik soğutucu akışkanlara kıyasla daha uzun bir ömre sahip olduğundan, yatırım, önümüzdeki uzun yıllar boyunca enerji verimli halde kalacaktır.
Avustralya’daki Godden Food Group’un taşınması ve 27.000 m3’lük yalıtımlı bir depo inşa etmesiyle birlikte GEA, gelecekte de sürdürülebilir hizmet sağlayacak güvenli, maliyet-etkin bir soğutma sistemi tedariki için elbette doğal bir seçim oldu. GEA, enerji maliyetlerinde elde edilebilecek uzun vadeli önemli tasarruflar sebebiyle merkezi ve düşük-şarjlı bir amonyak soğutma sistemi önerdi.
Godden Food dağıtım merkezinde GEA soğutma ekipmanları, dondurulmuş depolama için -23°C ve soğutmalı alan için 2°C - 4°C ısı sağlamaktadır.
Merkezileştirilmiş düşük yüklü amonyak soğutma sisteminin temel avantajı, geleneksel üstten sıvı beslemeli sisteme göre yaklaşık dört beş kat daha az amonyak içermesidir. Sistem, çok daha düşük seviyeli bir soğutucu akışkan boru hattı basınç düşüşünde çalışır ve bu da onu oldukça enerji verimli hale getirir (enerji tasarrufunun çoğunun elde edildiği nokta burasıdır).
Godden Foods’taki tesis, hava soğutmalı hidroflorokarbon bazlı bir sisteme kıyasla yaklaşık üçte iki enerji tasarrufu sağlayarak tam olarak beklendiği gibi bir performans sergiledi. Şirket, yeni tesisin tüm maliyetini sekiz yıl içinde amorti edeceğini tahmin ediyor ve sistemin bakım maliyetlerinin, eşdeğer freon sistemlerinden çok daha düşük, yıllık ilk sermaye maliyetinin yaklaşık %2’si olacağı düşünüyor. Bu tür bir teknolojinin, bakımı doğru bir şekilde yapıldığında, 30 ila 40 yıl boyunca kusursuz bir hizmet sağlayacağını düşünürsek, bu çok hızlı ve çok ikna edici bir yatırım getirisidir.
Soğuk hava depolarının enerji tüketiminin yüksek bir yüzdesi soğutma ve ısıtma ile ilişkili olduğu için, fazla ısının çevreye dağılarak kaybolmasını önlemek enerji tasarrufu sağlamakla birlikte GEA müşterileri için işletim maliyetlerini düşürmektedir. Bireysel ihtiyaçlara göre tasarlanmış özel çözümler kullanmak suretiyle soğuk hava depolarının verimini optimize ederek, gıdalar, gelecekte desürdürülebilir olacak şekilde tüketiciler için taze ve güvenli tutuluyor.